“İstanbul’un içinde İstanbul’u aradığım [‘Bir evsizin ölmesi, bir büfenin şehrin manzarasından silinmesi; bunlar tarihçileri ilgilendiren hadiseler değildir’ der Ulrich Gutmair1] bir bahara ait akşamüstünde yolumu Pera’ya düşürüyorum. Gün boyunca bana eşlik edenler, Félix Guattari’nin yazılarından oluşan fotokopi kitapçık [kitabın kapağına bir Nova Kozmikova görseli yapıştırarak onu karmaşık bir yazgıdan kurtarıyorum, ‘yerli-yurtlu’laştırıyorum], çekirdeği için nice underground yollar tükettiğim ve bir Japon güzellemesi olarak v60 yöntemi ile demlediğim ‘kahve’ ve Bad Brains’in ‘I Against I’ albümü. “Félix, yazıyı her türlü şeyi beraberinde alıp götüren bir şizo akım olarak ele alır”2 ki benim de öyle olmuştu; bir iyileştirici etkisi olarak karşılaştığım ‘dada’ eserleri görene dek. Takip ettiğim bu görsel şölen bana uygar bir dünyanın bize sunduğu her şeye karşı derin bir sessizliği koruyanları hatırlattı. Tıpkı bir zamanlar Dead Kennedys’in bir şarkı ismi gibi: ‘Bedtime for Democracy’. Ne var ki, sanat böylesi bir karşı çıkış olunca daha anlamlı geliyor.
Tez nesnemi oluşturan fanzini estetik bir görünüme kavuşturan kolaj bir anlamda ‘sosyal medya çağında’ her gün tıpkı bir Instagram story’si gibi yinelenen bir mecrayı, gazeteyi küratör Doswald’ın hatırlatmasıyla ‘pahalı bir münferit parçaya’ dönüştürüyor. Resimli magazin dergilerinden hareketle üretilen her bir eser yine bir fanzin gibi. Kısacası fanzinin arkaik izlerine rastlıyorum. Sergi ile aynı isimde çıkan gazetede Süreyyya Evren, bu izlere değinerek fanzine hakkını teslim ediyor. Punk bilincine de rastlıyorum elbette. Neticede, teknik hayranlık ve entelektüel kapsamla birleşince Londra’nın kışkırtıcı sokaklarından çıkmış bir yapıt gibi, insanın kendisi. Beuys eserleri, insan yaratıcılığının temelde demokratik doğası gereği her insanı sanatçı olarak ele almasıyla birleşince sanatçı öznesini yok eden bir yıkıma sahip. Ralph Waldo Emerson, ‘insan, gün boyu düşündükleridir’ der ve bu düşünceler, ‘hepimizin çok küçük özgürlük alanları’ olduğunu hatırlatan Bourdieu’nun dediği gibi belki de kaçış çizgilerimizdir”.
The First Days of Berlin: The Sound of Change, Polity Press, 2022.
Bogue, R. (2013). Deleuze ve Guattari (Çeviren: Ali Utku, İsmail Öğretir). Otonom Yayıncılık.